Hollanda yarın sandık başına gidecek

Ülkede son dört hükümetin tamamı görev süreleri dolmadan erken seçime gitti. Yarınki seçimler öncesinde anketler, aşırı sağ Özgürlük Partisi'nin (PVV) seçimlere liderlik edeceğini, ancak hiçbir partinin kendi hükümetini kurmaya yetecek 75 milletvekiline ulaşamayacağını gösteriyor.
Kampanya sırasında en çok öne çıkan konular arasında konut krizi, göç politikaları ve sağlık sigortası maliyetleri yer aldı. Aşırı sağ partilerin vaatleri ve İsrail'in Gazze'de yaptığı soykırımın seçimlere olası etkisi hakkında sorular sorulurken, Hollanda'nın önde gelen anket şirketi Ipsos I&O'nun kıdemli araştırmacısı Asher van der Schelde, seçim arifesinde AA muhabirine değerlendirmelerini yaptı.
Son anketler çok yakın bir yarış olacağını gösteriyor
Son anketlerin partilerin birbirine çok yakın oranlarda olduğunu gösterdiğini belirten Van der Schelde, 25 Ekim'de yayınlanan son ankette PVV'nin önde olduğunu ancak Yeşil Sol (GroenLinks) ve İşçi Partisi (PvdA) ittifakı ile Demokratlar 66 (D66) partisinin de benzer oranlara ulaştığını söyledi.
Van der Schelde şunları söyledi: “Bu partilerin hemen arkasında Hıristiyan Demokrat Parti (CDA) ve Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD) var. Onlar hâlâ en büyük parti olma kapasitesine sahip.” dedi.
Irkçı ve İslamofobik lider Geert Wilders'in liderliğindeki PVV'nin hükümet kurmasının pek olası olmadığını belirten Van der Schelde, şunları söyledi: “JA21, Yurttaş Köylü Hareketi Partisi (BBB) ve Demokrasi Forumu (FvD) dışındaki tüm partiler PVV ile koalisyon kurmaya istekli olmadıklarını söylediler.” dedi.
Van der Schelde, PVV'nin bir sonraki hükümete katılma şansının ancak merkez sağ partilerin (VVD/CDA) PVV ile işbirliği yapma konusundaki fikirlerini değiştirmeleri durumunda elde edeceğini kaydederek şunları ekledi: “Fakat bu şu anda pek olası görünmüyor.” dedi.
VVD'nin CDA, JA21 ve D66 ile “merkez sağ” bir koalisyon kurmayı hedeflediğini belirten Van der Schelde, “VVD, GL-PvdA ile işbirliği konusunda oldukça şüpheci ve bundan kaçınmak istiyor.” dedi.
Van der Schelde, bu olası koalisyonun henüz anketlerde çoğunluğu sağlayamadığını belirterek, “PVV seçmenleri son birkaç günde VVD ve JA21 üzerinde birleşirse 76 sandalyeye ulaşabilirler.” dedi.
Merkez partilerin hakim olduğu koalisyon seçeneği
D66'nın JA21 ile çalışmaktan memnun olmadığını belirten Van der Schelde, “D66'nın teklifi GL-PvdA, CDA ve VVD ve merkez partilerle koalisyon kurmak. Bu koalisyon senaryosu gerçekleşirse büyük bir çoğunluğa (81 sandalye) sahip olacak.” dedi.
Van der Schelde, sol ağırlıklı bir ittifak olan GL-PvdA'nın da merkez partilerin hakim olduğu bu koalisyon senaryosunu olumlu gördüğünü ancak VVD ile yönetmemeyi tercih edeceğini söyledi. “Örneğin, Volt ve Sosyalist Parti (SP) gibi daha küçük sol partilerin yer aldığı geniş bir yelpazeyi tercih ediyorlar. En büyük sorun, VVD'nin GL-PvdA ile çalışmak istememesi ve bu nedenle (şimdilik) bu olasılığı reddetmesidir.” dedi.
Kampanyada bu konuların yanı sıra bazı liderler ve partilerin birlikte nasıl çalıştığı konusuna da odaklanıldığını vurgulayan Van der Schelde, önceki hükümetin çok başarılı olduğunu, bunun da kısmen dört iktidar partisinin (Yeni Sosyal Sözleşme Partisi-NSC, BBB, PVV, VVD) baştan beri birbirleriyle savaşması nedeniyle olduğunu kaydetti.
Kampanya süreci
Seçim sürecine değinen Van der Schelde şunları söyledi: “Hem CDA hem de D66 çok daha birleştirici bir mesajla kampanya yürüttü. Bu, seçmenlerde yankı uyandırmış gibi görünüyor.” dedi.
Sol/yenilikçi seçmenlerin PVV'nin yeniden en büyük parti olmasını istemediğini belirten Van der Schelde, şöyle konuştu: “Bir süre önce bu seçmenlerin GL-PvdA'ya oy vermesi mantıklıydı çünkü anketlerde açık ara en büyük yenilikçi partiydi. Ancak şimdi D66 aynı oranları yakaladı. Bu da stratejik olarak oy veren yenilikçi seçmenlerin de D66'ya geçebileceği anlamına geliyor.” dedi.
Van der Schelde, genel olarak liderlerin popülaritesinin seçim sürecinde de çok önemli olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Hem Henri Bontenbal (CDA) hem de Rob Jetten (D66) şu anda popüler, bu da onlara Dilan Yeşilgöz (VVD), Wilders (PVV) ve Frans Timmermans (GL-PvdA) gibi daha az popüler liderlere göre avantaj sağlayabilir.” dedi.
Emlak krizi en önemli konu
Kampanyada hangi konuların en önemli olduğu sorulduğunda Van der Schelde, seçmenlere en çok hangi konuyu önemsedikleri sorulduğunda konutun ilk sırada geldiğini söyledi.
Van der Schelde şunları söyledi: “Birçok parti bu konu üzerinde kampanya yürütmeye çalıştı ancak seçmenler bu konuyu tek bir partinin odak noktası değil, partizan olmayan bir konu olarak görüyor. Ayrıca göç/iltica konusu hâlâ önemli.” dedi.
Seçmenlerin yüzde 36'sı için en önemli konu göçmenlik sorunu
Ipsos I&O verilerine göre seçmenlerin yüzde 50'si için konut sorunu en önemli konu olarak görünürken, bu konuda yüzde 13 ve yüzde 13 ile GL-PvdA ve D66 en güvenilir partiler olarak değerlendiriliyor.
Seçmenlerin yüzde 36'sı için göçmenlik meselesi en önemli konuyken, bu konuda PVV'ye yüzde 49, JA21'e ise yüzde 10 güven veriliyor.
Sağlık harcamaları seçmenlerin yüzde 28'inin önceliğini oluştururken, GL-PvdA yüzde 14, PVV ise yüzde 10 ile öne çıkıyor.
Çevre sorunu seçmenlerin %19'u için önemliyken, bu alanda GL-PvdA %33, PvdD ise %18 ile güvenilir görülüyor.
Seçmenlerin %17'si için güvenlik konusu öncelik taşıyor, PVV ve VVD bu anlamda %23 ve %18 ile güvenilir partiler olarak değerlendiriliyor.
Ülkedeki çeşitli şirketlerde yapılan son anketlere göre partilerin oy oranları şöyle:
PVV %17/18, GL-PvdA %15, D66 %11/14, CDA %13, VVD %10/12 ve JA21 %8.
Hollanda'da 22 Kasım 2023'te yapılan genel seçimlerden 223 gün sonra, ırkçı ve İslamofobik lider Geert Wilders'in ilk günden itibaren tek seçenek olarak nitelendirdiği aşırı sağ-merkez-sağ koalisyon hükümeti, Wilders'in partisinin Haziran 2024'te hükümetten çekilerek erken seçim kararı almasıyla çöktü.



